Lise eğitimimi İtalya’ da aldığımdan olsa
gerek sanat tarihine oldukça fazla merakım oldu her zaman. Tarihten bugüne
kalan önemli eserleri görme isteği de burada doğuyor büyük ihtimal. 1100-1800
yıllarına ait koleksiyonları görmek için en ideal müzelerden biri Madrid’deki
Museo Nacional Del Prado. Oldukça büyük bir müzeydi ve yaklaşık 5 saatimi
almıştı gezmesi. Müze içinde hatırladığım kadarıyla İspanyol, italyan, alman,
ingiliz ve fransız sanatçıların eserleri vardı. Tabi ki buraya gelmeden önce
kafamda illaki göreceğim dediğim tabloları bir kağıda yazdım. Çünkü bazen müze
içinde gezerken insan kayboluyor, bazen de yorulup asıl görmesi gerekenleri
görmeden çıkıyor. Benim eğitimim boyunca en büyük ilgim Velazquez’ e ve Goya’ya
olduğu için vaktimin büyük kısmını onların tablolarını incelemekle geçirdim.
Koleksiyon-da beni en çok etkileyen parça Las Meninas (Velazquez) oldu. Müzeden
çıktıktan sonra ise hava kararıncaya kadar Parque Del Retiro’da geçirdim. Parc
Güell’den tasarım olarak oldukça farklı bir parktı burası. Büyük ihtimal peyzaj
tasarımı bir ingilize aittir çünkü İngiliz bahçelerinde dolaşıyormuş gibi
hissetmiştim içeride gezinirken. Madrid’de ilginç bulduğum şey, şehrin merkezi
denilebilecek bir yere iki önemli müze ve parkı koymalarıydı. Keşke bizim
şehrimizde de merkezde bu kadar büyük bir parkımız olsaydı diye iç geçirdim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder